Üç Heykel'in Hikayesi
Dört Kapı
Dergahın batı kapısında
Bir mürit durdu
Hakikatin nuru
Dergahı aydınlatıyordu.
Her kapıda müritler
Gerçeği arıyordu.
Hakikat yolcuları
Sorular soruyordu.
Onları cevaplıyordu.
Bizim mürit de sordu;
“Pirim nedir hikmeti
Dergahtaki dört kapının
Ve bu kapılarda oturan
Dört görkemli adamın? ”
Nur yüzlü mürşit önce sustu
Sonra gülümsedi, konuştu;
“Ey hakikat yolcusu
Yolun uzun, bilgin az
Her kapıya uğra biraz.
Oturan dervişlerin
Enselerine bir sille vur en az.
Sonra,
Bilelim ne olur göreceklerin? ”
Yolcu ilk kapıya vardı
Oturan dervişin ensesine
Okkalı bir sille attı.
Döndü derviş hiddetle
Bir sille de o çaktı.
Şaşırdı yolcu
Hiçbir şey anlamadı.
İkinci kapıyı araladı
Orda da bir derviş vardı.
Sille dervişin ensesinde patladı.
Hırsla döndü derviş müride
Söylendi de söylendi.
“Haydi çekil git.” dedi.
Düşündü mürit
“Hikmeti ne ola bu sillenin,
Enseye vuran ellerin? ”
Üçüncü kapıdaki derviş de
Aldı nasibini müritten
Mürit çekindi sillenin tok sesinden.
Derviş yalnızca
Şöyle bir dönüp baktı ensesinden.
Küçümseyen bir bakıştı
Anlam veremedi yolcu
Bu işe iyice şaştı.
Sonra dördüncü kapıya vardı
Eli silleye alıştı
Derviş oralı olmadı.
Silleyi ensesine yediğinde
Dönüp ardına bile bakmadı.
Sordu dönünce mürşidine hemen;
“Nedir bunun hikmeti ? ”
Nur yüzlü mürşit gülümsedi;
“İşte sana güzel bir öğreti.
Birinci kapı Şeriat Kapısıdır
Batıdan girenlerin yapısıdır
Kısasa kısas onların yasasıdır.
İkinci kapı Tarikat Kapısıdır
Kuzeyin az yontulmuş taşıdır.
Mayaları hoşgörü katıklıdır.
Marifet Kapısı Güneydedir.
Bilgileri üçüncü derecedir
Tokat’ın senden değil
Yaradan’dan geldiğini bilirler,
Aracıyı merak ederler.
Son kapı Doğudadır
Adı Hakikat Kapısıdır
Bu kapıda oturanlar
Sır kapısını bilir
Vuranda vurulanda
Aynı bedenin elidir.
Tekilliğe ulaşınca
Bütün evren sendedir.
Mustafa Süreyya Sezgin (14.10.2003)